Ankara’daki Avukatlardan Filistin Halkıyla Dayanışma Açıklaması
Ankara’daki avukatlar, Filistin halkıyla dayanışma amacıyla bugün cübbeleriyle Ankara Adliyesi önünde açıklama yaptı. Açıklamada, “Bugün ortaya çıkan tüm şiddet eylemlerinin sorumlusu, 75 yıldır Filistin halkını katleden, işkenceye tabi tutan, onlara eşit insan muamelesi yapmayan, topraklarını elinden alan İsrail devletidir. onları açlığa, susuzluğa, sefalete mahkum eden ve onları dokunulmazlıkla ödüllendiren emperyalist saldırganlığı… “Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin de aralarında bulunduğu emperyalist bloğu, emperyalist bloğun arabulucu tutumuna karşı çıkmaya çağırıyoruz.” İsrail’in işlediği savaş suçlarına, zulme ve İsrail’e uygulanan pervasız cezasızlıklara karşıyız.”
Ankara’da Adalet İçin Hukukçular, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Ankara Şubesi, Demokrasi ve Sosyal Hukuk İçin Hukukçular üyesi avukatlar, Filistin halkıyla dayanışma amacıyla bugün Ankara Adliyesi önünde cübbeleriyle basın açıklaması yaptı. . Avukatların açıklaması şöyle:
“Filistin halkının yasadışı askeri işgale, ırk ayrımcılığına ve etnik saflığa karşı direnme hakkının meşruluğunu vurguluyor ve herkesi, aralarında Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye Cumhuriyeti’nin de bulunduğu emperyalist bloğun, Filistinlilere karşı yürüttüğü arabuluculuğu desteklemeye çağırıyor.” İsrail’in işlediği savaş suçları ve zulmü.” Sizi, Türkiye’ye uygulanan pervasız cezasızlık uygulamasına karşı çıkmaya çağırıyoruz.
” “ŞİDDET EYLEMİNİN SORUMLUSU, İSRAİL DEVLETİ VE BUNU CEZASIZLIKLA ÖDÜLLENDİREN Emperyalist Saldırganlıktır.”
Bugün yaşanan tüm şiddet olaylarının sorumlusu, 75 yıldır Filistin halkını katleden, işkenceye tabi tutan, eşit insan muamelesi yapmayan, topraklarını elinden alan, açlığa, susuzluğa, sefalete mahkum eden İsrail devletidir. ve onları dokunulmazlıkla ödüllendiren emperyalist saldırganlık.
Bugün bu emperyalist saldırganlık Gazze’de soykırım girişiminde bulunmuş, Gazze’den ayrılmaya çalışan konvoylara bile saldırmış, hastaneleri, ibadethaneleri, yerleşim yerlerini bombaladığını açıkça ilan edecek kadar pervasızlaşmıştır. Durum böyle olunca İsrail rejimi herhangi bir kınamayla bile karşılaşmazken, emperyalist ülkeler İsrail’e askeri destek sağlamak için adeta sıraya girdi.
İsrail, Filistin’de soykırıma doğru adım adım ilerliyor. Bir halkı toplu halde aç ve susuz bırakmak, öldürmek veya göçe zorlamak soykırım suçunu oluşturur. Bu suç için herhangi bir zaman aşımı yoktur ve Türk mahkemeleri yurt dışında işlenen soykırım suçlarını yargılamaya yetkili ve yükümlüdür. Ancak bugün Filistin halkının başına gelenlerin insan hatası ve soykırım olduğunu, İsrail’in ‘yerleşimci’ olarak meşrulaştırmaya çalıştığı halkın aslında işgalci olduğunu söylemekte sakınca görmeyenler, devam eden haçlı seferinin de aynı zamanda sorumlusudur. -Rojava ve Suriye topraklarındaki sınır operasyonları ve katliamlar. Tüm emperyalist blok gibi Türkiye Cumhuriyeti yetkililerinin de bu açıklamalarının açık bir ikiyüzlülük taşıdığını görmemek mümkün değil.
Irkçı rejimler ve işgal karşısında halkların kendi kaderlerini tayin etme hakkının ve işgale her şekilde direnme hakkının hukuki olduğunun bir kez daha altını çizmek isteriz. Uluslararası hukuka göre bile, dünya halklarının bunun bedelini kanlarıyla, canlarıyla ödemeleri sonucunda bu hakkın yıllar geçtikçe tanınması gerekiyordu. Bu bağlamda Filistin halkının direnişi tartışmasız hukukidir.
” TÜM MESLEKTAŞLARIMIZI VE HALKIMIZI FİLİSTİN’İN TARİHSEL HAKLARINI GÖRMEYE, ONLARI DEĞERLENDİRMEYE VE FİLİSTİN HALKIYLA DAYANIŞMA İÇİNDE OLMAYA ÇAĞRIYORUZ.”
Bugün İsrail’in Gazze’de tekrarlanan insani suçlarını yasallaştırma çabaları sürerken bir kez daha hatırlatıyoruz: Uluslararası hukuk, Filistin halkının evlerine ve mülklerine dönme hakkını koruyor. BM Genel Kurulu’nun 1974 tarih ve 3236 sayılı Kararı, Filistin halkının kendi kaderini tayin etme, ulusal bağımsızlık ve egemenlik hakkının yanı sıra Filistinlilerin evlerine ve mülklerine dönme haklarını tanıyor ve onaylıyor. Bir kez daha, sömürgecilik ve yabancı tahakküm ve tahakküm altındaki halkların uluslararası hukuk uyarınca meşru müdafaa hakkını savunuyoruz. Bu nedenle, bugün Filistin halkına kendi kararlarını ve düzenlemelerini hatırlatmayı kınamak için yarışan uluslararası kurumlara borçluyuz. “Tüm meslektaşlarımızı ve kamuoyunu Filistinlilerin tarihi haklılığını görmeye, sahiplenmeye ve Filistin halkıyla dayanışma içinde olmaya çağırıyoruz.”