CHP lideri Kılıçdaroğlu Erzincan’da: ‘Sabah, öğle ve akşam artış…’
Bazı programlara katılmak üzere Erzincan’a gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mercan ve Tercan’ı ziyaret etti.
Kılıçdaroğlu, Erzincan ziyaretinde; CHP Genel Başkan Yardımcısı Eren Erdem ile Ahmet Akın ve CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül eşlik etti.
Kılıçdaroğlu’nun Mercan’da halka hitabı öncesi CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül konuştu.
‘KILIÇDAROĞLU’NUN ERZİNCAN’A GELİŞİ TULUM PEYNİRİ YAPILDI DEMEKTİR’
Sarıgül, “Erzincanlıyız, her zorluğa göğüs gereriz ama haksızlığa, vefasızlığa dayanamayız. Hakla batıl, doğrunun karşısına çıkıyorsa yerimiz haklının yanındadır. Erzincan’a gelmek hak, hukuk ve adalet demektir.Kılıçdaroğlu Bey’in Erzincan’a gelmesi belediye yönetiminde Şişli modelinin Erzincan’a gelmesi demektir.Erzincan’a gelmek Erzincan’ın artık bizde var demesidir.Kılıçdaroğlu Bey’in Erzincan’a gelmesi tulum demektir peynir, cimin üzümü, erzincan balı, kemah tuzu, şaha kalkar” dedi.
Mercan’ın ardından Tercan’a taşınan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada ekonomiye değindi.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle oldu:
BEŞLİ ÇETELERİN PARALARINI BİR GÜNDE BİR YÜKE ÖDEMEK: Sizlerle biraz sohbet edeceğiz. Türkiye’nin içinde bulunduğu kuralları biliyorsunuz. Emeklinin durumunu biliyorsunuz, çiftçinin durumunu biliyorsunuz. Diyeceksiniz ki bu sıcakta, bu ortamda Kılıçdaroğlu bize ne diyecek? Çiftçi dediğin kişi tarlasında çalışır, ter döker, işini alır. Sonra alır; Hatırlıyor musunuz, Toprak Mahsulleri Ofisi’nde bir ibare vardı: ‘Ofis, çiftçinin karanlıktaki dostudur’. Bugün buğday ve arpanızı aldınız. Sen aldın, normalde almaları gerekir. Sıralanırlar; Sonra ‘4-5 ay sonra paranızı öderiz’ diyorlar. Ama şunu unutmayın: Çiftçiye dört ayda ödeyeceğim diyor; ama beş çetenin parasını bire bir ödüyor. Üstelik dolar olarak ödüyor. Benim görevim senin vekilinin görevi gibidir; hakkını ve hukukunu savunmaktır. Kim ter dökerse, alın teriyle cihad ederse, alın teriyle helal ekmek kazanan; Her zaman ve her ortamda onun yanındaydım. olmaya devam edeceğim.
SABAH ARTIŞ ÖĞLE ARTIŞ AKŞAM ARTIŞ: Dizeli bilirsiniz, nereden geldiğini; Gübrenin nereden geldiğini biliyorsunuz. Yaşayarak görürsün, satın alarak. Biz de okuyoruz. Biz de dinliyoruz. Çiftçi ile orta bir noktaya geldik; Ziraat odalarıyla, üreticilerle konuşuyoruz. Yurt dışından buğday, arpa, et, canlı hayvan, mercimek, nohut alıyorlar. Dünyada milyarlarca dolar ödüyorlar. Ama iş çiftçimize gelince ‘para yok’ diyorlar. Kardeşin Kemal, senin hak ve hukukunu tüm Türkiye’de sonuna kadar savunacaktır. Bundan emin olmanı istiyorum. Esnafın durumu… Allah aşkına esnaf gidip yenisini almak isteyince sattığı esere gücü yetmiyor. Sabah zam, öğle zam, akşam zam… Bu nereye varacak? Bundan dolayı esnaf kardeşim zamanı geldiğinde sigorta primini bile ödeyemiyor. Ödeyemediği için bu kez sağlık hizmetlerinden yararlanamaz. Bu işkenceyi biliyorum. Gittiğim her yerde şarkı söyledim. Seslendirmeye devam edeceğim. Ziraat Bankası’nın çiftçiye ucuz kredi vermesi gerektiği gibi, Halk Bankası da esnaf dostu olarak esnafa ucuz kredi sağlamalıdır. Ama yolunuzu kapatıyorlar. Size gelince kredi vermiyorlar ama iş ağalara, paşalara gelince dünyanın kredisini veriyorlar, hem de çok düşük faiz oranlarıyla. Bunların hepsini ben hafızamın bir köşesine yazdım, siz de hafızanızın bir köşesine yazın.
TERCANLİS’E TEŞEKKÜRLER: Ben de Tercan halkına borçluyum. Son seçimlerde tarih yazmıştınız. teşekkürler var. Tüm Tercanlı kardeşlerime yürekten teşekkür ederim. Ben samimiyim. Hakkı teslim ettin. Emekliliğe gelince… Emeklinin durumunu biliyorsunuz. Ne diyorlar? ‘Emekli maaşına yıl sonunda zam yapacağız’; yani ‘Ocak’ta vereceğiz’ diyorlar. ‘Ocak’ta vereceğiz, asıl zammı Ocak’tan sonra yapacağız, şimdi durumu yönetiyoruz’ ne demek? Parça parça yapıyoruz. Ama ocaktan sonra görürsünüz, yağmur gibi gelir, derler. Unutma. Ocak ayından sonra yani belediye başkanlarının seçimi gelecek, o zaman asıl artışı belediye başkanlarının seçilmesinden sonra göreceksiniz. O zaman gerçek acıyı göreceksin. O zaman vatandaşın ağzını nasıl sıkıyorlar göreceksiniz. Bu yüzden bugün size hatırlatmak gibi bir görevim var. Allah aşkına, evlatlarınızı seviyorsanız, bu güzel vatanı seviyorsanız, hepimiz bu memlekette rahat yaşamak istiyorsak, önümüzdeki belediye seçimlerinde elinizi vicdanınıza koyun, oyunuzu kullanın. Halktan yana, adaletten yana, hukuktan yana, insanlıktan yana kullanın.
PARANIN İTİBARI MİLLETİN İTİBARIDIR: Bak bu 200 lira. Piyasadaki en yüksek rakama sahip 200 liralık banknot budur. Ne zaman çıktı ve şimdiye kadar neler yapıldı. 2009’da 200 liralık banknot yürürlüğe girdi. 2009’da bu banknotla 131 dolar alıyordunuz. Şimdi sadece 7 dolar alıyorsun. Daha iyi bir örnek paranın nasıl eridiğini gösteremez. İkincisi, pirinç Bu para birimi devreye girdiğinde 44 kilo pirinç alındı. Şimdi bu 200 lira ile en fazla 5 kilo pirinç alabiliyorsunuz. Kuzu ilk çıktığında 14 kilo kuzu alabiliyordunuz. Şimdi sadece 600 gram alabilirsiniz. Şimdi Sarıgül’ün deyimiyle Erzincan, Tercan halkına seslenmek istiyorum. Canlarım… Dostlarım… Yaşıyorsak, ülkenin durumunu hep birlikte düşünmeliyiz. Yaşıyorsak ülkeyi bu musibetten kurtarmak zorundayız. Canlıysak, milliyetçiysek, vatanımızı seviyorsak gereğini yapmak zorundayız. Bakın, bu banknot basıldıktan kısa bir süre sonra Erdoğan şu konuşmayı yaptı: ‘Para, bayrak gibi, bir ülkenin gücünü, prestijini, bağımsızlığını sembolize eder, marş gibi.’ Gerçek mi? Evet bu doğrudur. Paranın prestiji milletin prestijidir. Bugün 200 liranın nereden geldiğini, Türkiye’nin prestijinin ne olduğunu gördünüz. Bir ülkeyi yönetenin malı bu yüzden tehdit ediliyorsa, beni kızdırmayın mal varlığınızı ifşa ederim deniliyorsa, o zaman Türkiye’deki şartları siz ve benim düşünmemiz gerekiyor. O yüzden elinizi vicdanınıza koyun ve çokça oy verin. (HABER MERKEZİ)